Yumurtalık (Over) Kanseri: Belirtileri, Nedenleri, Tedavisi

.
By - Ercy
0

 Yumurtalık (Over) Kanseri: Belirtileri, Nedenleri, Tedavisi



1. Giriş

Yumurtalık kanseri, kadınlarda ölümcül olabilen bir kanser türüdür. Yumurtalık kanseri başlangıçta genellikle belirti vermez ve ilerlemiş evreye gelmeden tespit edilmesi zordur. Bu nedenle erken teşhis büyük önem taşır. Tedavi edilmediği takdirde, ilerleyen dönemlerde tedavisi daha da zorlaşabilir. Yumurtalık kanseri tanısı konduğunda, hastalığın hangi evrede olduğu ve tedavi seçenekleri belirlenmelidir.

1.1. Yumurtalık Kanseri Nedir?

Yumurtalık kanseri, bir veya her iki yumurtalıkta, fallop tüplerinde veya karın zarında başlayabilen bir kanser türüdür. Yumurtalık kanserine yakalanan kadınların büyük çoğunluğu 63 yaş ve üzerindedir. Beyaz kadınlarda daha sık görülmesine rağmen, tüm kadınlar risk altındadır. Bu nedenle kadınların düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmesi gerekmektedir.

1.2. Yumurtalık Kanserinin Önemi

Yumurtalık kanseri, kadınlarda ölümle sonuçlanabilen ciddi bir sağlık sorunudur. Belirti vermeden ilerleyebilmesi, tanı ve tedaviyi zorlaştırır. Bu nedenle yumurtalık kanserinin önemi, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesi açısından büyüktür. Kadınların düzenli sağlık kontrolleri yaparak, risk faktörlerini bilmesi ve belirtiler konusunda bilinçli olması hayati önem taşır.

2. Epidemiyoloji

Yumurtalık kanseri, dünya genelindeki kadın kanser vakalarının yaklaşık %2.5'ini oluşturur ve kadınlarda en ölümcül kanser türlerinden biridir. Hastalığın sıklığı coğrafi ve etnik farklılıklara göre değişebilir. Örneğin, Avrupa ve Kuzey Amerika'da daha sık görülürken, Asya ve Afrika'da daha düşük yaygınlık gösterir. Yumurtalık kanseri vakalarının çoğu 63 yaş ve üzeri kadınlarda görülür ve genellikle ileri evrelerde teşhis edilir. Erken teşhis zorluğu nedeniyle, hastalığın yaygınlığındaki kesin bir artış veya azalma belirgin değildir.

2.1. Yumurtalık Kanserinin Sıklığı

Yumurtalık kanseri, kadın kanser vakalarının %2.5'ini oluşturarak göreceli olarak nadir görülen bir kanser türüdür. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 240.000 kadın yumurtalık kanserine yakalanmaktadır. Ülkeler arasında yaygınlık oranları değişiklik gösterse de, genellikle Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde daha sık görülür. Bununla birlikte, Asya ve Afrika gibi bölgelerde yaygınlık oranı daha düşüktür.

2.2. Yaş ve Cinsiyet Dağılımı

Yumurtalık kanserine yakalananların %95'i 40 yaşından büyük kadınlardır ve en yüksek oran 63 yaş ve üzeri kadınlarda görülür. Nadiren 30 yaşından genç kadınlarda görülse de, bu durumda genellikle genetik bir yatkınlık söz konusudur. Kadınlarda görülme olasılığının erkeklerden 5 kat daha fazla olması, hastalığın cinsiyet dağılımındaki belirgin farklılığı göstermektedir.

2.3. Rasgele Kontrol Çalışmaları

Rasgele kontrol çalışmaları, yumurtalık kanserinin epidemiyolojisini anlamak ve hastalığın nedenlerini belirlemek için önemli bir araştırma yöntemidir. Bu tür çalışmalar, farklı gruplardaki kadınların yaşam tarzı, genetik yapı ve çevresel etmenler gibi faktörleri karşılaştırarak hastalığın potansiyel risk faktörlerini ve yaygınlığını analiz etmeyi amaçlar. Sonuçlarına dayanarak, yumurtalık kanserinin sıklığı ve cinsiyet, yaş, etnik grup gibi faktörlere göre dağılımı hakkında önemli veriler elde edilebilir.

3. Anatomi ve Fizyoloji

Yumurtalık ve fallop tüpleri, kadın üreme sisteminin önemli bir parçasıdır. Yumurtalıklar, rahmin yanlarında bulunur ve yumurtlama sırasında fallop tüplerine yumurtaları salar. Fallop tüpleri ise, yumurtaları rahme taşıyarak döllenmeye hazır hale getirir. Bu nedenle bu bölgelerin sağlığı üreme süreci için çok önemlidir.

3.1. Yumurtalık ve Fallop Tüpleri

Yumurtalıklar, dişi üreme sisteminde bulunan iki önemli organdır. Hormon üretimi yaparlar ve yumurta hücrelerinin gelişimine yardımcı olurlar. Fallop tüpleri ise, rahme giden yumurtaların taşındığı kanallardır. Bu bölgelerin anatomisi ve fizyolojisi, üreme süreci için kritik bir rol oynamaktadır.

3.2. Periton ve Karın Zarı

Periton, karın boşluğunun iç yüzeyini döşeyen zar tabakasıdır. Karın zarı adıyla da bilinen periton, karın iç organlarını saran ve koruyan bir yapıya sahiptir. Yumurtalık kanseri genellikle periton zarında başlar ve bu nedenle peritonun anatomisi ve fizyolojisi, hastalığın yayılması ve tedavisi üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.

4. Belirtiler

Yumurtalık kanserinin belirtileri genellikle erken dönemde oldukça hafiftir ve belirsizdir. Bu nedenle, kadınlar genellikle belirtileri fark etmekte zorlanabilir. Ancak, ilerlemiş dönemde daha belirgin hale gelebilir. Bu belirtiler arasında pelvik veya karın bölgesinde sürekli veya şiddetli ağrı, karında şişlik veya şişkinlik, sindirim problemleri, iştahsızlık ve kilo kaybı yer alabilir.

4.1. Genel Belirtiler

Yumurtalık kanserinin genel belirtileri, vücutta genel olarak hissedilen semptomları içerir. Bunlar yorgunluk, halsizlik, ani kilo kaybı, iştahsızlık, sık idrara çıkma gibi belirtiler olabilir. Bu belirtiler diğer sağlık sorunlarıyla ilişkili olabilir, ancak düzenli olarak tekrar ediyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

4.2. Erken Dönem Belirtileri

Erken dönemde yumurtalık kanserinin belirtileri nadiren belirgin olabilir ve genellikle diğer daha yaygın sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir. Bununla birlikte, bazı kadınlar erken dönemde karın ağrısı, pelvik ağrı, mide bulantısı, sindirim problemleri ve iştahsızlık gibi belirtiler yaşayabilir. Bu nedenle, bu tür semptomlar yaşayan her kadın, bir uzman hekime başvurmalıdır.

4.3. İlerlemiş Dönem Belirtileri

Yumurtalık kanserinin ilerlemiş dönem belirtileri daha belirgin olabilir ve daha ciddi sağlık sorunlarına işaret edebilir. Bu belirtiler arasında kronik karın ağrısı, kas ve karın bölgesinde şişlik, sindirim sorunları, bel ve sırt ağrısı, iştahsızlık ve kilo kaybı yer alabilir. Bu belirtilerle karşılaşıldığında derhal bir uzman hekime başvurulmalı ve gerekli testler ve taramalar yaptırılmalıdır.

5. Nedenler ve Risk Faktörleri

Yumurtalık kanserinin gelişiminde rol oynayan faktörler arasında genetik faktörler, hormonal faktörler ve çevresel faktörler bulunmaktadır. Genetik faktörler, özellikle ailesinde yumurtalık kanseri öyküsü bulunan bireylerde riski artırabilir. Aynı zamanda BRCA1 ve BRCA2 gibi belirli gen mutasyonları da yumurtalık kanseri riskini önemli ölçüde artırabilir. Hormonal faktörler ise uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı, erken adet görme, geç menopoza girme gibi durumlar yumurtalık kanseri riskini artırabilir. Çevresel faktörler arasında ise sigara içme, obezite, endüstriyel kimyasallara maruz kalma gibi etkenler risk faktörleri olarak değerlendirilmektedir.

5.1. Genetik Faktörler

Yumurtalık kanserinin genetik yatkınlık üzerinde belirgin bir etkisi bulunmaktadır. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları taşıyan bireylerde, ailesinde yumurtalık kanseri öyküsü bulunanlarda ve Lynch sendromu gibi kalıtsal kanser sendromlarına sahip olanlarda yumurtalık kanseri riski önemli ölçüde artmaktadır. Bu genetik faktörlerin belirlenmesi, bireylerin risk durumunu değerlendirmek ve gerektiğinde önleyici önlemleri almak açısından büyük önem taşır.

5.2. Hormonal Faktörler

Hormonal faktörler yumurtalık kanseri riskini belirlemede önemli bir rol oynar. Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı, erken adet görme, geç menopoza girme gibi durumlar hormonal dengesizliğe yol açabilir ve bu da yumurtalık kanseri riskini artırabilir. Özellikle doğum kontrol yöntemleri ve hormon replasman tedavisi konusunda bilinçli tercihlerde bulunmak, hormonal faktörlerin kontrol altında tutulması açısından önemlidir.

5.3. Çevresel Faktörler

Yumurtalık kanseri riskinde çevresel faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. Özellikle sigara içme, obezite, endüstriyel kimyasallara maruz kalma gibi faktörler yumurtalık kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve kimyasal maddelerden uzak durmak, çevresel faktörlerin etkisini en aza indirmek adına önem taşır.

6. Teşhis

Yumurtalık kanserinin teşhisi genellikle anamnez ve fizik muayene ile başlar. Hastanın tıbbi geçmişi, semptomları ve risk faktörleri detaylı bir şekilde incelenir. Daha sonra doktor, pelvik muayene ile yumurtalıkları ve çevre organları manuel olarak kontrol eder. Bu aşamada yumurtalık kisti veya tümörü olup olmadığını tespit etmek mümkündür. Anamnez ve fizik muayene sonuçları doğrulandığında, görüntüleme testleri ile teşhis süreci devam eder.

6.1. Anamnez ve Fizik Muayene

Anamnez ve fizik muayene, yumurtalık kanserinin teşhisi için oldukça önemlidir. Hastanın öyküsü, semptomları ve aile geçmişi değerlendirilir. Bununla birlikte, doktorun pelvik muayene sırasında yumurtalıkları elle kontrol ederek kitle veya tümör varlığını tespit etmesi gerekmektedir. Fizik muayene ayrıca karın bölgesindeki potansiyel tümörlerin varlığını da ortaya çıkarabilir.

6.2. Görüntüleme Testleri

Yumurtalık kanserinin teşhisi için çeşitli görüntüleme testleri kullanılır. Bunlar arasında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) bulunur. Bu testler, yumurtalıklarda ve çevre dokularda herhangi bir anormallik veya tümörün varlığını göstermek için kullanılır. Görüntüleme testleri, yumurtalık kanserinin doğrulanmasında ve tedavi planının belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

6.3. Laboratuvar Testleri

Yumurtalık kanserinin teşhisi için kan testleri, özellikle CA-125 testi kullanılabilir. Bu test, yumurtalık kanserinde yüksek seviyelerde bulunan bir protein olan CA-125'in varlığını tespit etmek için yapılır. Bununla birlikte, bu test spesifik olmamakla birlikte, tümörün büyümesini veya yayılmasını takip etmek için kullanılabilir. Ayrıca, başka laboratuvar testleri de tümör belirteçlerini değerlendirmek için yapılabilir.

7. Görüntüleme Testleri

Yumurtalık kanserinin teşhisi için kullanılan görüntüleme testleri, hastalığın belirlenmesi ve evresinin tespiti açısından önemlidir. Ultrasonografi, yumurtalıkların ve çevresindeki dokuların detaylı bir şekilde incelenmesini sağlar. Bilgisayarlı tomografi (BT) ise 3 boyutlu ayrıntılı görüntüler elde edilmesine yardımcı olur. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ise yumurtalık ve çevresindeki doku yapılarının ayrıntılı bir şekilde incelenmesini sağlar. Bu görüntüleme testleri sayesinde, yumurtalık kanserinin varlığı ve yayılımı hakkında detaylı bilgi elde edilebilir.

7.1. Ultrasonografi

Ultrasonografi, yumurtalık kanserinin teşhisinde sıklıkla kullanılan bir görüntüleme testidir. Bu test sayesinde, yumurtalıkların ve çevresindeki dokuların detaylı bir şekilde incelenmesi mümkün olur. Ultrasonografi ile lezyonların boyutu, şekli, yapısı ve yayılımı hakkında bilgi elde edilebilir. Ayrıca, bu test sırasında oluşan ses dalgaları sayesinde vücudun iç yapısının görüntülenmesi sağlanır. Ultrasonografi, yumurtalık kanserinin tanısında ve tedavi sürecinde oldukça önemli bir role sahiptir.

7.2. Bilgisayarlı Tomografi (BT)

Bilgisayarlı tomografi (BT), yumurtalık kanserinin teşhisinde ve evresinin belirlenmesinde kullanılan önemli bir görüntüleme testidir. BT sayesinde, vücudun kesitsel görüntüleri elde edilerek yumurtalıkların, peritonun, lenf bezlerinin ve diğer karın içi organların detaylı bir şekilde incelenmesi mümkün olur. Bu sayede, kanserin yayılımı ve olası metastaz durumu hakkında detaylı bilgi elde edilebilir. Bilgisayarlı tomografi ile elde edilen ayrıntılı görüntüler, hastalığın tedavi planlamasında da büyük fayda sağlar.

7.3. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), yumurtalık kanserinin teşhisinde ve evresinin belirlenmesinde kullanılan etkili bir görüntüleme testidir. MRG sayesinde, yumurtalık ve çevresindeki dokuların ayrıntılı bir şekilde incelenmesi sağlanır. Bu test sırasında manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanılarak vücudun iç yapısının detaylı bir şekilde görüntülenmesi sağlanır. MRG ile elde edilen görüntüler, yumurtalık kanserinin varlığı, yayılımı ve tedavi planlamasında oldukça değerli bilgiler sunar. Ayrıca, MRG sayesinde lezyonların sınıflandırılması ve izlenmesi de mümkün olur.

8. Laparoskopi

Laparoskopi, yumurtalık kanserinin teşhisi ve tedavisi için kullanılan bir cerrahi tekniktir. Bu yöntemde, bir laparoskop adı verilen ince, esnek bir tüp ve kamera kullanılarak karın içerisine bakılır. Bu minimal invaziv cerrahi, daha az komplikasyon ve daha hızlı iyileşme süreci sunar.

8.1. Laparoskopik Cerrahi Nedir?

Laparoskopik cerrahi, küçük kesi veya delikler aracılığıyla karın içine ulaşmak için kullanılan bir cerrahi prosedürdür. Bu teknik, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve hastalar için daha az rahatsızlık yaratır. Ayrıca, iyileşme süreci daha hızlı olabilir.

8.2. Yumurtalık Kanserinde Laparoskopi

Yumurtalık kanserinde laparoskopi, tanı koymak ve hastalığın yayılma durumunu belirlemek için kullanılır. Aynı zamanda, cerrahi müdahale için de tercih edilen bir yöntem olabilir. Laparoskopi, minimal invaziv olması ve kısa iyileşme süreci nedeniyle yumurtalık kanseri tedavisinde tercih edilen bir seçenek olabilir.

9. Biyopsi

Yumurtalık kanseri teşhisi, tanıyı doğrulamak için biyopsi yapılmasını gerektirebilir. Biyopsi, doku veya hücre örneklerinin alınması ve incelenmesi sürecidir. Bu sayede kanser hücrelerinin varlığı kesinleştirilerek türü belirlenebilir. Biyopsi genellikle lokal anestezi altında yapılır ve cerrahi olarak veya ince bir iğne yardımıyla gerçekleştirilebilir.

9.1. Biyopsi Çeşitleri

Yumurtalık kanseri teşhisi için kullanılan biyopsi çeşitleri arasında ince iğne aspirasyon biyopsisi, açık biyopsi ve laparoskopik biyopsi bulunmaktadır. İnce iğne aspirasyon biyopsisi, genellikle ultrason eşliğinde gerçekleştirilen bir işlemdir ve iğnenin ucunda bulunan emici bir tüp yardımıyla dokular alınır. Açık biyopsi, cerrahi olarak örnek alınmasını sağlar. Laparoskopik biyopsi ise, bir kamera ve ince aletler yardımıyla karın içine erişilerek doku örnekleri alınmasını sağlar.

9.2. Yumurtalık Kanserinde Biyopsi

Yumurtalık kanserinde biyopsi, genellikle ultrason eşliğinde veya laparoskopi sırasında gerçekleştirilir. Biyopsi ile elde edilen doku örnekleri patolojik incelemeye gönderilir ve kanser hücrelerinin varlığı, tipi ve yayılımı belirlenir. Bu bilgi, tedavi planının oluşturulmasında önemli bir rol oynar ve hastanın prognozunu etkiler.

10. CA-125 Kan Testi

CA-125 kanserle ilişkili bir proteinin kan seviyelerini ölçmek için kullanılan bir testtir. Yumurtalık kanseri olan kadınların çoğunda, yüksek seviyelerde CA-125 bulunur. Ancak CA-125 testi, yumurtalık kanseri tanısı koymak için tek başına yeterli değildir ve diğer testlerle birlikte kullanılmalıdır. Ayrıca, bazı jinekolojik rahatsızlıklar ve sağlıklı kadınlarda bile yüksek CA-125 seviyeleri görülebilir, bu nedenle testin doğruluğu konusunda dikkatli olunmalıdır.

10.1. CA-125 Testinin Kullanımı

CA-125 testi, yumurtalık kanseri teşhisi konulmuş hastaların tedavi sürecini takip etmek amacıyla da kullanılır. Tedavi sırasında CA-125 seviyelerinin düşmesi, kanserin yanıt verdiğini ve tedavinin etkili olduğunu gösterebilir. Bununla birlikte, CA-125 testinin tarama amaçlı kullanımı önerilmez, çünkü yalancı pozitif sonuçlar sık görülebilir ve gereksiz endişeye yol açabilir.

10.2. Yumurtalık Kanserinde CA-125

Yumurtalık kanseri tanısı konulan kişilerde CA-125 seviyelerinin yükselmesi sıklıkla görülse de, bu testin tek başına tanı koyucu olarak kullanılması önerilmez. Yüksek CA-125 seviyeleri, hastalığın evresinin belirlenmesinde ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde yardımcı olabilir, ancak kesin tanı için diğer testlerin de yapılması gereklidir.

11. Yumurtalık Kanseri Türleri

Yumurtalık kanseri genellikle üç ana tipte meydana gelir: epitelyal, germ hücreli ve stromal tümörler. Epitelyal yumurtalık kanseri, yumurtalık yüzeyini kaplayan hücrelerden kaynaklanır ve en sık görülen tipidir. Germ hücreli yumurtalık kanseri, yumurtalık hücrelerinden kaynaklanır ve genellikle genç kadınlarda görülür. Stromal tümörler ise yumurtalıkta bulunan dokulardan kaynaklanır ve genellikle iyi huylu olsalar da nadir durumlarda kanserleşebilirler.

11.1. Epitelyal Yumurtalık Kanseri

Epitelyal yumurtalık kanseri, yumurtalık yüzeyini kaplayan hücrelerden kaynaklanır ve en yaygın yumurtalık kanseri tipidir. Bu tür kanser genellikle ileri yaşlarda, menopoz sonrası dönemde ortaya çıkar. Epitelyal yumurtalık kanseri farklı alt tiplere ayrılabilir ve tanımlanan bu tiplerin farklı özellikleri ve prognozları olabilir.

11.2. Germ Hücreli Yumurtalık Kanseri

Germ hücreli yumurtalık kanseri, yumurtalık hücrelerinden kaynaklanır ve genellikle genç kadınlarda görülür. Bu tür kanser genellikle iyi tanımlanmış bir tümör olarak başlar ve erken evrelerde genellikle tedavi edilebilir. Farklı alt tipleri bulunabilir ve prognozları, tümörün tipine bağlı olarak değişebilir.

11.3. Stromal Tümörler

Stromal tümörler, yumurtalıkta bulunan dokulardan kaynaklanır ve genellikle iyi huyludur. Ancak nadir durumlarda kanserleşebilirler. Stromal tümörlerin tedavisi genellikle tümörün tipine ve evresine göre belirlenir. Bazı durumlarda cerrahi müdahale yeterli olabilirken, diğer durumlarda kemoterapi veya radyoterapi de gerekebilir.

12. Evreleme

Yumurtalık kanserinin evrelemesi, tümörün yaygınlığını ve vücuttaki diğer organlara yayılıp yayılmadığını belirlemek için kullanılır. Evreleme, tedavi ve prognoz konusunda önemli bilgiler sağlar. Evreleme, tümörün boyutunu, nerede bulunduğunu ve vücuttaki yayılımını gösteren bulgulara dayanarak yapılır.

12.1. Evre 1

Evre 1 yumurtalık kanserinde tümör sadece bir yumurtalıkta bulunur. Diğer yumurtalık, fallop tüpleri ve diğer karın dokuları etkilenmemiştir. Bu evrede kanser genellikle belirti vermez, bu nedenle tespiti zor olabilir. Tedavi genellikle cerrahi müdahale ile başlar.

12.2. Evre 2

Evre 2 yumurtalık kanserinde tümör iki yumurtalık veya fallop tüplerine yayılabilir. Ancak, bu evrede de genellikle belirti vermez. Cerrahi tedavi, tümörlerin çıkarılmasını içerir ve bazen kemoterapi de gerekebilir.

12.3. Evre 3

Evre 3 yumurtalık kanserinde tümör yumurtalıklardan çevre dokulara ve karın boşluğuna yayılabilir. Bu evrede belirtiler daha belirgin hale gelebilir. Tedavi genellikle cerrahi müdahale, kemoterapi ve bazen radyoterapi kombinasyonunu gerektirebilir.

12.4. Evre 4

Evre 4 yumurtalık kanseri, tümörün uzak organlara, genellikle karaciğere, akciğerlere, beyine veya diğer organlara yayıldığı aşamadır. Bu evrede tedavi genellikle daha agresif olmalıdır, cerrahi müdahale mümkün olmayabilir ve kemoterapi genellikle temel tedavi seçeneğidir.

13. Tedavi

Yumurtalık kanserinin tedavisi genellikle cerrahi, kemoterapi ve radyoterapiyi içerir. Tedavi planı, hastanın evresine, türüne, genel sağlık durumuna ve yaşına bağlı olarak belirlenir. Bu süreçte cerrahi tedavi, tümörlerin çıkarılması için kullanılır. Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için ilaçların kullanılmasını içerir ve radyoterapi ise yüksek enerjili ışınlarla kanser hücrelerini hedef alır. Bu tedavi yöntemlerinin kombinasyonu, hastanın durumuna bağlı olarak uygulanabilir.

13.1. Cerrahi Tedavi

Yumurtalık kanserinde cerrahi tedavi, tümörlerin çıkarılmasını içerir. Bu tedavi, genellikle cerrahın, kanserli olan yumurtalıkları, fallop tüplerini, rahmi ve diğer olası etkilenmiş dokuları çıkarmasını içerebilir. Cerrahi tedavi ayrıca kanserin evresini belirlemek için biyopsi yapılmasını da içerebilir. Cerrah tarafından yapılan detaylı bir değerlendirme sonucunda, cerrahi tedavi ile ilgili olarak hastanın durumu ve hangi prosedürün en uygun olduğuna karar verilir.

13.2. Kemoterapi

Yumurtalık kanserinde kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için ilaçların kullanılmasını içerir. Bu ilaçlar genellikle damar yoluyla veya ağız yoluyla alınabilir. Kemoterapinin amacı, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurarak yayılmasını engellemektir. Kemoterapinin yan etkileri olabilir, bu nedenle hastaların durumu dikkatlice izlenmelidir. Tedavi süreci genellikle birkaç ay sürer ve doktorun önerdiği plana göre düzenli olarak uygulanır.

13.3. Radyoterapi

Yumurtalık kanserinde radyoterapi, yüksek enerjili ışınların kullanılmasıyla kanser hücrelerinin yok edilmesini hedefler. Bu tedavi genellikle cerrahi sonrası veya kemoterapiyle birlikte uygulanabilir. Radyoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için yoğun ışınlar kullanır ve genellikle belli bir süre boyunca düzenli seanslar halinde uygulanır. Radyoterapinin yan etkileri olabilir, bu nedenle tedavi sürecinde hastaların durumu yakından takip edilmelidir.

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Ok, Go it!) #days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn more
Ok, Go it!