FOLLİKULİT

.
By - Ercy
0




Follikülit: Tanımı, Sınıflandırılması ve Tedavisi

1. Giriş

Follikülit, deri folikülünde meydana gelen iltihabi bir durumdur ve genellikle saç kökünden kaynaklanır. Bu durum, birçok farklı nedenle ortaya çıkabilir ve genellikle bakteriyel veya mantar enfeksiyonları sonucunda meydana gelir. Follikülit, ciltte kırmızı lezyonlar, şişlik ve kaşıntıya neden olabilir. Bu durum, akut veya kronik formlarda ortaya çıkabilir ve tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, follikülitin tanımı, sınıflandırılması, nedenleri, klinik belirtileri, tanı yöntemleri, tedavisi ve komplikasyonları hakkında kapsamlı bir anlayışa sahip olmak önemlidir.

1.1. Follikülit Teriminin Kökeni ve Anlamı

Follikülit terimi, Latince "folliculus" kelimesinden türetilmiştir ve "küçük torba" anlamına gelir. Dermatolojide, follikülün içinde bulunan bir iltihap durumunu ifade eder. Bu durum genellikle saçlı deri bölgesinde görülse de, vücudun diğer kıllı alanlarında da ortaya çıkabilir. Follikülit; saç dökülmesi, ciltte kabarcıklar, kızarıklık ve kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Terimin kökeni ve anlamı, follikülitin tıbbi bakımdan anlaşılmasında ve tanımlanmasında önemli bir rol oynar.

1.2. Follikülit'in Tıbbi Tanımı

Tıbbi olarak, follikülit; deri folikülünde meydana gelen iltihabi bir hastalığı tanımlar. Bu durum, saç köklerinde, yağ bezlerinde veya ter bezlerinde meydana gelen iltihaplanma sonucunda ortaya çıkar. Follikülit, genellikle bakteriyel, mantar veya virüs enfeksiyonlarından kaynaklanır. Tıbbi tanımı, follikülitin belirtileri, nedenleri, sınıflandırılması ve tedavi seçeneklerine yönelik kapsamlı bir anlayışa sahip olmamıza yardımcı olur.

2. Follikülit'in Sınıflandırılması

Follikülit'in sınıflandırılması, nonspesifik ve spesifik türler olmak üzere ikiye ayrılır. Nonspesifik follikülit türleri, stafilokok ve streptokok gibi bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları ve kimyasal maddelerin neden olduğu irritasyonlardan kaynaklanan follikülitleri kapsar. Spesifik follikülit türleri ise belirli bakteri, mantar veya virüs türlerinin neden olduğu enfeksiyonlardır. Bu sınıflandırma, follikülitin etiyolojisinin ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

2.1. Nonspesifik Follikülit Türleri

Nonspesifik follikülit türleri, deri altı folliküler yapıların bakteriyel veya mantar enfeksiyonları sonucu oluşan durumları kapsar. Stafilokok veya streptokok gibi bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar, sıklıkla saçlı deride görülen en yaygın nonspesifik follikülit türlerindendir. Bunun yanı sıra mantar enfeksiyonları da nonspesifik follikülit türleri arasında yer alır. Nonspesifik follikülit türlerinin teşhis ve tedavisi, spesifik nedenin tespiti ve buna yönelik uygun yaklaşımların belirlenmesini gerektirir.

2.2. Spesifik Follikülit Türleri

Spesifik follikülit türleri, belirli bakteri, mantar veya virüs türlerinin neden olduğu enfeksiyonlar olarak tanımlanır. Örneğin, bakteriyel follikülit, genellikle saçlı deride görülen stafilokok bakterisinin neden olduğu enfeksiyonlardır. Mantar enfeksiyonları da spesifik follikülit türleri kapsamındadır ve tedavi yaklaşımı, enfeksiyonu oluşturan mantar türüne göre belirlenir. Ayrıca, virüslerin neden olduğu spesifik follikülit türleri, genellikle belirli viral enfeksiyonlarla ilişkilidir ve bu durumların tanısı ve tedavisi, virüs türünün doğru bir şekilde belirlenmesini gerektirir.

3. Follikülit'in Nedenleri ve Risk Faktörleri

Follikülit'in nedenleri ve risk faktörleri arasında bakteriyel enfeksiyonlar önemli bir yer tutar. Staphylococcus aureus, en sık görülen bakteriyel follikülit etkenidir ve cilt yaralanmaları, sık tüy dökme işlemleri ve cilt hijyeninin yetersiz olması bakterilerin folliküllere girmesine neden olabilir. Mantar follikülit ise genellikle Candida türleri veya Malassezia furfur tarafından tetiklenir ve terleme, bağışıklık sistemi zayıflığı, aşırı terleme gibi faktörler mantar follikülit riskini artırabilir. Virüslerin neden olduğu follikülit ise genellikle herpes simpleks virüsü veya varicella zoster virüsü nedeniyle ortaya çıkar. Bu virüslerin bulaşmasıyla follikülit oluşabilir ve bağışıklık sistemi zayıflığı riski artırabilir.

3.1. Bakteriyel Follikülit

Bakteriyel follikülit, genellikle Staphylococcus aureus bakterisinin neden olduğu bir enfeksiyon sonucunda meydana gelir. Cilt yaralanmaları, tüy dökme işlemleri, yetersiz cilt hijyeni gibi faktörler bakterilerin folliküllere girmesine olanak tanır. Bunun sonucunda enfeksiyon ve inflamasyon meydana gelir. Bakteriyel follikülitin yaygın semptomları arasında kızarıklık, şişme, kaşıntı ve bazen irin dolu lezyonlar yer alır. Tedavi genellikle antibiyotiklerle yapılır ve lokal veya sistemik tedavi uygulanabilir.

3.2. Mantar Follikülit

Mantar follikülit, genellikle Candida türleri veya Malassezia furfur gibi mantarların neden olduğu bir enfeksiyon türüdür. Mantar follikülitin risk faktörleri arasında terleme, bağışıklık sistemi zayıflığı, aşırı terleme ve stres yer alır. Semptomları arasında kaşıntı, kızarıklık, deride pul pul döküntüler ve hassasiyet bulunabilir. Mantar follikülitin tedavisi genellikle antifungal ilaçlarla yapılır. Ayrıca, hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve terleme sorununun kontrol altına alınması önemlidir.

3.3. Virüslerin Neden Olduğu Follikülit

Virüslerin neden olduğu follikülit genellikle herpes simpleks virüsü veya varicella zoster virüsü nedeniyle meydana gelir. Bu virüslerin bulaşmasıyla follikülit oluşabilir ve bağışıklık sistemi zayıflığı riski artırabilir. Semptomlar arasında ağrılı ve kaşıntılı lezyonlar, kabarcıklar, su toplama ve kızarıklık bulunabilir. Tedavi genellikle antiviral ilaçlarla yapılır ve belirtiler kontrol altına alınmaya çalışılır.

4. Follikülit'in Klinik Bulguları

Follikülit'in klinik belirtileri genellikle ciltteki kıllı deride görülür. Şişmiş, kırmızı ve genellikle ağrılı lezyonlar tipiktir. Ayrıca kaşıntı, yanma hissi, kabuklanma, pürüzlü cilt yüzeyi ve ciltte hassasiyet de gözlemlenebilir. Bu belirtiler genellikle enfeksiyonun türüne ve şiddetine bağlı olarak değişebilir. Bazı durumlarda, follikülit ciddi semptomlara neden olabilir ve tedavi gerektirebilir.

4.1. Akut Follikülit Belirtileri

Akut follikülitin belirtileri çoğunlukla ani başlar ve genellikle cilt yüzeyinde bir veya birkaç tane küçük kıl köküne sahip kırmızı ve şişmiş papüller şeklinde ortaya çıkar. Bu kırmızı lezyonlar genellikle ağrılıdır ve çıktıktan sonra kabuklanma ve yara izi bırakabilir. Ayrıca kaşıntı, cilt hassasiyeti ve yaygın kıllı deride cilt döküntüsü de görülebilir. Akut follikülit genellikle bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanır ve genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir.

4.2. Kronik Follikülit Belirtileri

Kronik follikülit, akut formdan farklı olarak daha uzun süreli ve tekrarlayan bir seyir gösterebilir. Kronik follikülit belirtileri genellikle hafif ila orta şiddette olup, kıllı deride sürekli var olan küçük kırmızı papüller ve nodüller şeklinde ortaya çıkar. Bu lezyonlar genellikle ağrısızdır, ancak kaşıntı ve yaygın cilt döküntüsü de görülebilir. Kronik follikülit, tedavi edilmediğinde ilerleyebilir ve ciddi cilt komplikasyonlarına yol açabilir.

5. Follikülit'in Tanı Yöntemleri

Follikülit'in tanısında klinik muayene oldukça önemli bir adımdır. Dermatologlar, hastanın cilt ve saçlı deri bölgesini dikkatlice inceleyerek, saç foliküllerindeki iltihabi değişiklikleri ve semptomları belirlemeye çalışırlar. Ayrıca, cildin ağrılı veya kaşıntılı olup olmaması, lezyonların görünümü ve dağılımı, genel cilt durumu gibi klinik bulgular da değerlendirilir. Klinik muayene sonucunda, follikülit tanısının kesinleştirilmesinde önemli ipuçları elde edilebilir.

5.1. Klinik Muayene

Follikülit tanısı konulmasında kullanılan bir diğer yöntem de laboratuvar testleridir. Bu testler, benzer semptomlar gösteren diğer cilt hastalıklarının ayırt edilmesi ve follikülitin altında yatan nedenin belirlenmesi için gereklidir. Laboratuvar testleri genellikle kan ve cilt örneklerinin incelenmesini içerir. Kan testleri, enfeksiyon belirtileri, iltihaplanma seviyeleri ve bağışıklık sistemi cevabı hakkında bilgi sağlayabilir. Cilt örneklerinin incelenmesi ise, spesifik patojenlerin tespit edilmesine yardımcı olabilir.

5.2. Laboratuvar Testleri

Follikülit tanısında ilk adım genellikle klinik muayenedir. Dermatologlar, lezyonların görünümü, dağılımı, saç foliküllerindeki iltihabi değişiklikler ve semptomları dikkatlice değerlendirirler. Ayrıca, cildin ağrılı veya kaşıntılı olup olmaması, genel cilt durumu gibi klinik bulgular da incelenir. Klinik muayene sonucunda, follikülit tanısının kesinleştirilmesinde önemli ipuçları elde edilebilir ve hastalığın seyrine uygun tedavi planlanabilir.

6. Follikülit Tedavisi

Follikülit tedavisi, cildin durumuna ve follikülitin şiddetine göre değişmekle birlikte genellikle topikal veya sistemik tedavilerle yönetilir. Tedavi, enfeksiyon kontrolü, inflamasyonun azaltılması ve semptomların giderilmesini amaçlar. Hasta durumlarına bağlı olarak antibiyotik veya antifungal ajanlar şeklinde topikal tedaviler kullanılabilir. Bunun yanı sıra, sistemik tedaviler genellikle ciddi veya yaygın enfeksiyonlarda tercih edilir. Doktorlar, hastanın bireysel durumuna göre uygun tedavi seçeneklerini belirler ve tedavinin etkinliğini düzenli olarak değerlendirirler.

6.1. Topikal Tedaviler

Follikülitin hafif ve yerel enfeksiyonları genellikle topikal tedavilerle başarılı bir şekilde yönetilebilir. Bu tedaviler genellikle antibakteriyel veya antifungal ajanlar içerir. Antibakteriyel ajanlar, follikülitin altında yatan bakteriyel enfeksiyonu kontrol altına alırken antifungal ajanlar mantar kaynaklı enfeksiyonlar için etkilidir. Ayrıca, iltihabı azaltmak ve semptomları hafifletmek için kortikosteroidler de topikal tedaviler arasında yer alabilir. Bununla birlikte, tedavi seçimi, hastanın durumuna ve enfeksiyonun türüne göre doktor tarafından belirlenmelidir.

6.2. Sistemik Tedaviler

Ciddi veya yaygın follikülit enfeksiyonları genellikle sistemik tedaviler gerektirir. Antibiyotikler genellikle bakteriyel follikülit enfeksiyonlarını kontrol etmek için kullanılır. Antifungal ilaçlar ise mantar kaynaklı follikülitin tedavisinde etkilidir. Sistemik kortikosteroidler ise cilt inflamasyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Sistemik tedaviler, genellikle doktor gözetiminde ve reçete ile kullanılmalıdır. Enfeksiyonun türü ve hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak, en uygun sistemik tedavi seçeneği belirlenmelidir.

7. Follikülit Komplikasyonları ve Önlenmesi

Follikülit tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Enfeksiyonun yayılması, deri dokusunda kalıcı hasarlar, skar oluşumu ve hatta sepsis gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, follikülitin iyileşmesi için uzman tavsiyelerine uyulmalı, önerilen tedaviler düzenli olarak uygulanmalıdır. Follikülitin önlenmesi için hijyen kurallarına dikkat edilmeli, cildin temiz tutulması ve uygun bakımın yapılması gerekmektedir. Ayrıca sık sık tıraş olunan bölgelerde koruyucu ve antiseptik ürünler kullanarak enfeksiyon riski azaltılabilir.

8. Follikülit ile İlgili Güncel Araştırmalar

Follikülit ile ilgili yapılan son araştırmalar, tedavi yöntemlerindeki gelişmeler ve etkili tedavi seçenekleri üzerine odaklanmaktadır. Yeni dermatolojik ilaçların follikülit üzerindeki etkileri, özellikle kronik follikülitin tedavisi konusunda umut vaat etmektedir. Ayrıca, genetik araştırmalar sonucu follikülitin potansiyel genetik bağlantıları da incelenmekte ve bu durumun tedavi yaklaşımlarına nasıl yansıyabileceği üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, bağışıklık sisteminin rolü, alerjik faktörlerin etkisi ve follikülitin kökeni konusundaki araştırmalar da güncel literatürde yer almaktadır.

9. Sonuç ve Öneriler

Sonuç olarak, follikülitin sınıflandırılması, nedenleri, klinik bulguları ve tedavisi hakkında detaylı bilgi edindik. Follikülitin tanı yöntemleri ve önlenmesi konularında da önemli adımlar atılmıştır. Tedavi sürecinde topikal ve sistemik tedavilerin etkin olduğu görülmüştür. Ancak, bu konuda daha kapsamlı ve güvenilir sonuçlar elde etmek için sürekli yapılan araştırmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca, güncel araştırmaların ışığında follikülitin tedavisine yönelik yeni yaklaşımlar ve stratejiler geliştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, follikülitin önlenmesi ve tedavisi için daha etkin ve güvenilir yöntemlerin belirlenmesi için multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi önemlidir.

Tedavi impetigodaki gibidir.
  1. Krutlar zeytinyağıyla yumuşatılarak kaldırılır ve su sabunla yıkanır. 
  2. Sulantı varken Eau borique % 2 ile pansuman
  3. Sulantı geçince fucidin pomad 2x1 sürülür
  4. İlerlemişse amoklavin süspansiyon veya 625 mg tb (2x1 tb) günde 2 eşit dozda verilir.

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Ok, Go it!) #days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn more
Ok, Go it!