Anafilaksi: Tanı ve Tedavi Algoritması

.
By - Ercy
0


Anafilaksi: Tanı ve Tedavi Algoritması

1. Giriş

Anafilaksi, ciddi ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden bir reaksiyon olup, hızlı tanı ve etkili müdahale gerektiren bir durumdur. Bu algoritma, anafilaksi tanısı konulması, yönetilmesi ve tedavi edilmesi aşamalarına rehberlik etmek amacıyla hazırlanmıştır. Anafilaksiye dair temel kavramların genel bir giriş sunulacak, ve ardından tanı ve tedavi süreçlerine yönelik detaylıları ele alınacaktır. Ayrıca, anafilaksi yönetiminde önemli hususlar ve anafilaksi acil durum planlaması gibi konular da incelenecektir.

2. Anafilaksi Nedir?

Anafilaksi, ani ve ağır seyirli bir alerjik reaksiyon durumudur. Bu durum, vücudun aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucu gelişir ve yaşamı tehdit edebilir. Anafilaksi, genellikle besinler, ilaçlar, arı ve böcek ısırıkları gibi alerjenlere maruz kalma sonrası ortaya çıkar. Anafilaksi, acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur ve zamanında tedavi edilmezse ölümcül olabilir.

2.1. Tanım ve Epidemiyoloji

Anafilaksi, genellikle erişkinlerde ve çocuklarda görülen ciddi bir sağlık sorunudur. Epidemiyolojik verilere göre, dünya genelinde anafilaksi sıklığı giderek artmaktadır. Anafilaksi insidansının artmasının arkasında yatan nedenler arasında çevresel faktörler, genetik yatkınlık, ve alerjen maruziyeti artışı yer almaktadır. Tanı konulma oranlarının artmasıyla birlikte, anafilaksiye yol açan potansiyel tetikleyicilerin tanınması ve bu konuda farkındalığın artırılması da önemlidir.

2.2. Patojenetik Mekanizmalar

Anafilaksinin temel patojenezinde, immün sistemde aşırı duyarlılık reaksiyonları yer almaktadır. Tip I aşırı duyarlılık reaksiyonları, anafilaktik reaksiyonların ana mekanizmasını oluşturur. Anafilaksi genellikle mast hücrelerinin ve bazofil hücrelerinin etkilenmesi sonucu gelişen IgE aracılı aşırı duyarlılık reaksiyonları ile ilişkilidir. Ayrıca, komplement sistemi ve lökotrienler de anafilaktik reaksiyonların patojenezinde rol oynayan diğer faktörlerdir.

3. Anafilaksiye Neden Olan Ajanlar

Anafilaksiye neden olan ajanlar genellikle ilaçlar, besinler, arı ve hymenoptera zehirleri gibi çeşitli tetikleyicilerdir. Bu ajanlar vücuda girdiğinde, bağışıklık sistemi aşırı tepki verir ve anafilaksiyi tetikleyebilir. Anafilaksiye yol açan ajanların tanınması ve bu tetikleyicilerden kaçınma stratejilerinin geliştirilmesi tedavi ve önleme açısından son derece önemlidir.

3.1. İlaçlar

Anafilaksiye neden olan ilaçlar genellikle antibiyotikler, ağrı kesiciler, anestezikler, kemoterapi ilaçları ve aspirin gibi yaygın olarak kullanılan ilaçlardır. Ayrıca, intravenöz ilaçlar ve radyolojik kontrast maddeler de anafilaksiye neden olabilir. Bu ilaçlara maruz kalan bireylerde anafilaksi riski göz önünde bulundurulmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.

3.2. Besinler

Anafilaksiye neden olan besinler genellikle fındık, yer fıstığı, balık, deniz ürünleri, süt, yumurta ve soya gibi gıdalardır. Bu besinlerle temas veya tüketim sonrasında şiddetli alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Besin alerjenleriyle temas edildiğinde veya bunların yenildiğinde hızlı müdahale gereklidir ve bu nedenle anafilaksi riski taşıyan bireyler besin alerjileri konusunda dikkatli olmalıdır.

3.3. Arı ve Hymenoptera Zehirleri

Arı ve hymenoptera zehirleri, anafilaksiye neden olan potansiyel tetikleyiciler arasında yer alır. Bu zehirlerle temas sonrasında vücudun aşırı duyarlılık reaksiyonu göstermesi ve anafilaksi gelişmesi olasıdır. Arı sokmaları ve diğer hymenoptera zehirlenmeleri acil müdahale gerektirebilir ve bu durumda epinefrin en etkili tedavi seçeneği olabilir.

4. Anafilaksi Klinik Belirtileri ve Tanı Kriterleri

Anafilaksi klinik olarak çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilir. En sık görülen belirtiler arasında deri döküntüleri, kaşıntı, kızarıklık, şişme; solunum sistemi belirtileri arasında nefes darlığı, bronkospazm, öksürük; kardiyovasküler belirtiler arasında düşük tansiyon, kalp ritim bozuklukları yer alır. Tanı kriterleri arasında, ani başlangıçlı belirtilerle birlikte potansiyel tetikleyici etmenin varlığı, belirtilerin ciddiyeti ve anamnezde benzer durumların olup olmadığı dikkate alınır. Geliştirilmiş sınıflandırma sistemleri ile anafilaksi tanısı konulurken belirtilerin şiddeti ve ciddiyeti de hesaba katılarak doğru bir tanı konulması amaçlanır.

4.1. Klinik Belirtiler

Anafilaksi klinik bulguları genellikle hızla ortaya çıkar ve deri, solunum sistemi, kardiyovasküler sistem gibi farklı sistemleri etkileyebilir. Döküntü, kaşıntı, kızarıklık, şişme gibi deri belirtileri; nefes darlığı, bronkospazm, öksürük gibi solunum sistemi belirtileri; düşük tansiyon, kalp ritim bozuklukları gibi kardiyovasküler belirtiler anafilaksi tanısının bir parçasıdır. Anafilaksi tanısı için hastaların klinik bulguları titizlikle değerlendirilmeli ve doğru bir şekilde belirlenmelidir. Bu tanı süreci, semptomların ayrıntılı bir incelemesini ve tıbbi geçmişinin alınmasını içerir. Hasta, semptomları hakkında detaylı bilgi sunmalıdır. Ayrıca, hastanın alerjik reaksiyonlara neden olabilecek herhangi bir tetikleyiciyi hatırlaması önemlidir. Doktor, genellikle cilt testleri veya kan testleri gibi tanı araçları kullanarak anafilaksiyi teşhis eder. Tanı koyulduktan sonra, tedavi planı oluşturulur. Anafilaksi tedavisi, genellikle acil tıbbi müdahale gerektirir. Acil durumlarda, doktorlar genellikle bir adrenalin enjeksiyonu reçete eder. Bu enjeksiyon, anafilaktik reaksiyonu hızla durdurmak için uygulanmalıdır. Hastaların tedavi sürecinde takip edilmeleri önemlidir. Doktorlar, hastaların ilaçlarını düzenli olarak almasını ve potansiyel tetikleyicilerden kaçınmasını önerir. Egzersiz, stres veya bazı yiyecekler gibi tetikleyici faktörlerden kaçınmak semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Anafilaksiyi önlemek için, alerjenlere maruziyeti minimize etmek önemlidir. Alerjenlere maruz kalınmaması durumunda, anafilaktik reaksiyon riski azalır. Örneğin, belirli yiyecek alerjisi olan kişiler, etiketleri dikkatlice okuyarak potansiyel alerjenleri tanımlayabilir ve bunlardan kaçınabilirler. Anafilaksi riski taşıyan hastalar, acil durumlara karşı hazırlıklı olmalıdır. Bir kişi anafilaktik bir reaksiyon geliştirdiğinde, derhal bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

4.2. Tanı Kriterleri ve Sınıflandırma

Anafilaksi tanı kriterleri, potansiyel tetikleyici etmenin varlığı, belirtilerin ciddiyeti ve benzer durumların anamnezde olup olmadığı gibi faktörleri içerir. Geliştirilmiş sınıflandırma sistemleri ile belirtilerin şiddeti ve ciddiyeti de göz önünde bulundurularak anafilaksi tanısı konulur. Bu şekilde, hastaların hızlı ve doğru müdahale alması sağlanarak hayati risklerin minimize edilmesi amaçlanır.

5. Acil Durum Yönetimi ve Temel İlk Yardım

Anafilaksi acil durum yönetimi ve temel ilk yardım, yaşamı tehdit eden bir durum olduğundan, hasta derhal bir sağlık kuruluşuna sevk edilmelidir. Olay yerinde ilk yardım uygulaması çok önemlidir ve bu süreçte hasta bilinci açık olmalı, solunumu ve dolaşımı değerlendirilmelidir. Anafilaksi riski olan kişiler, kendilerine yönelik bir acil durum planı oluşturmalı ve yakın çevresine bu durum hakkında bilgi vermelidir.

5.1. Hasta Değerlendirme ve Triyaj

Anafilaksi şüphesi taşıyan hastalar hızlı bir şekilde değerlendirilmeli ve acil müdahale yapılmalıdır. Triyaj yapılan hastalar acil servise alınarak yaşamsal bulguları (solunum, dolaşım, bilinç) değerlendirilmelidir. Hasta hızla tanı planına alınmalı ve müdahale süreci kesintisiz bir şekilde yürütülmelidir. Özellikle solunum durumu titizlikle takip edilmelidir.

5.2. Solunum Yolu Açıklığı ve Destek

Anafilaktik reaksiyon geçiren hastalarda solunum yolu açık tutulmalı ve gerekirse suni solunum uygulanmalıdır. Bu süreçte hastanın başı yana çevrilerek solunum yollarında tıkanıklık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Gerekli durumlarda oksijen desteği verilmeli ve solunumun devamlılığı sağlanmalıdır. Bu müdahalelerin hızlı bir şekilde yapılması hastanın kurtarılması açısından oldukça önemlidir.

6. Farmakoterapi ve Tedavi Prensipleri

Anafilaksi tedavisinde farmakoterapi hayati önem taşır. Hasta solunum yolu ve dolaşım stabilitesini korurken, farmakoterapinin hızlı ve etkili bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Tedavi prensipleri, anafilaktik reaksiyonun şiddeti ve semptomlarına göre belirlenir. Epinefrin, antihistaminikler ve kortikosteroidler, anafilaksi tedavisinde temel farmakolojik yaklaşımlardır.

6.1. Epinefrin Kullanımı

Epinefrin, anafilaktik reaksiyonların acil tedavisinde birinci basamak ilaçtır. İntravenöz veya intramusküler yolla uygulanan epinefrin, solunum güçlüğü, hipotansiyon ve diğer ciddi semptomların hızlı bir şekilde düzeltilmesinde etkilidir. Dozaj ve uygulama yöntemi, hastanın klinik durumuna göre belirlenir ve sağlık profesyonelleri tarafından dikkatle uygulanmalıdır.

6.2. Antihistaminikler ve Kortikosteroidler

Antihistaminikler ve kortikosteroidler, anafilaksi tedavisinde epinefrinle birlikte kullanılan destekleyici ilaçlardır. Antihistaminikler, allerjik reaksiyonun hızla azaltılmasına yardımcı olurken, kortikosteroidler ise iltihabi süreci kontrol altına alarak uzun dönem etkileri düzenler. Bu ilaçlar, hastanın durumunu stabilize etmek ve tekrarlayan semptomlara karşı koruma sağlamak amacıyla titizlikle kullanılmalıdır.

7. Anafilaksi Yönetiminde Önemli Hususlar

Anafilaksi yönetiminde önemli olan hususlar arasında öncelikle hastanın hızlı bir şekilde tespit edilip, acil bir müdahale alması yer almaktadır. Ayrıca, anafilaksiyi tetikleyebilecek risk faktörlerinin ve eşlik eden hastalıkların bilinmesi de tedavi süreci için kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, hastaların özgeçmişlerinin ve ailesel geçmişlerinin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, anafilaksi ile ilişkili olan alerjik hastalıkların belirlenmesi ve uygun tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi de tedavi sürecinde önemlidir.

7.1. Eşlik Eden Hastalıklar ve Risk Faktörleri

Anafilaksi durumunda eşlik eden hastalıklar ve buna neden olan risk faktörleri, hastaların tedavi süreci ve takibi açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle astım, kardiyovasküler hastalıklar, mastositozis gibi durumlar anafilaksi riskini artırabilir veya tedavi sürecini etkileyebilir. Ayrıca, alerjik hastalıklar, özellikle besin alerjisi anafilaksi riskini artırabilir. Bu nedenle, hasta özgeçmişi, ailesel öykü ve alerjen tetkiki gibi faktörlerin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.

7.2. Tekrarlayan Anafilaksi Durumları

Tekrarlayan anafilaksi durumları, hastaların uzun vadeli takibi ve tedavi planlaması için önemlidir. Tekrarlayan anafilaksi riski taşıyan hastalarda, tetikleyici faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlere karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir. Ayrıca, tekrarlayan anafilaksi durumlarında hasta ve hasta yakınlarının eğitimi, acil durum planlarının oluşturulması ve gerekli tedbirlerin alınması da oldukça önemlidir. Bu sayede, tekrarlayan anafilaksi durumlarının sıklığı ve şiddeti azaltılarak, hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.

8. Anafilaksi Profilaksisi ve Eğitim

Anafilaksi profilaksisi, anafilaktik reaksiyon riskini azaltmaya yönelik stratejilerin uygulanmasını içerir. Bu stratejiler, hastanın maruz kalabileceği potansiyel tetikleyicilerden kaçınmayı, bu tetikleyicilerle ilişkili olabilecek riskleri azaltmayı ve reaksiyonun kontrol altına alınmasını amaçlar. Risk azaltıcı stratejiler arasında, ilaç ve gıda alerjenlerinden kaçınma, arı ve böcek sokmalarıyla teması minimize etme, alerjik reaksiyon riskini artırabilecek diğer faktörleri göz önünde bulundurma ve uygun tedavinin alınmasını sağlamak için acil durum planının oluşturulması yer alır.

8.1. Risk Azaltıcı Stratejiler

Anafilaksi riskini azaltmaya yönelik stratejiler, maruz kalma riskini minimumda tutmayı amaçlar. Bu stratejiler, anafilaktik reaksiyona yol açabilecek potansiyel tetikleyicilerden (ilaçlar, besinler, arı ve böcek sokmaları) kaçınmayı içerir. Ayrıca, bu tetikleyicilerle ilişkili olabilecek riskleri azaltmak için, hasta ve hasta yakınlarının tetikleyici maddelere karşı dikkatli olmaları, tıbbi takip ve danışmanlık alarak riskleri minimize etmeleri gerekmektedir.

8.2. Hasta ve Hasta Yakını Eğitimi

Anafilaksi durumunda hasta ve hasta yakınlarının bilinçli olması, doğru müdahalede bulunabilmeleri ve acil durum planına uygun hareket edebilmeleri yaşamsal önem taşır. Hasta ve hasta yakınları, anafilaksi belirtilerini tanımak, tetikleyici maddelerden kaçınma stratejilerini bilmek ve acil tıbbi müdahale gerektiğinde nasıl hareket etmeleri gerektiğini bilir hale getirilmelidir. Bu eğitim süreci, hasta ve hasta yakınlarının anafilaksi durumunda karşılaşabilecekleri riskleri minimize etmelerine yardımcı olurken, aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik önemli bir adımdır.

9. Anafilaksi Acil Durum Planı

Anafilaksi acil durum planı, aniden ortaya çıkabilecek ciddi bir reaksiyonla başa çıkmak için hayati öneme sahiptir. Bu plan, anafilaksiye karşı alerjik bireylerin günlük yaşamlarını sürdürmelerini sağlayan ve gerektiğinde hızlı bir müdahaleyi garanti altına alan belirli adımları içermelidir. Plan, kişisel tetikleyiciler, semptomları tanıma, acil durum ilaçlarının kullanımı ve acil servis işbirliği gibi detayları da içermelidir. Ayrıca, anafilaksi acil durum planı düzenli olarak gözden geçirilmeli ve güncellenmelidir.

9.1. Bireysel ve Kurumsal Planlama

Bireysel anafilaksi acil durum planlaması, alerjik bireylerin günlük yaşamlarına uygun özelleştirilmiş bir planın oluşturulmasını içerir. Bu plan, tetikleyicilerin önlenmesi, semptomların tanınması ve acil durum ilaçlarının kullanılmasını içermelidir. Kurumsal planlama ise toplu etkinlikler, halka açık yerler, okul veya iş ortamları gibi geniş bir alanda anafilaksi acil durumunun yönetilmesini kapsar. Kurumsal planlama, tıbbi personel eğitimi, acil durum ekipmanlarının bulundurulması ve hızlı müdahale süreçlerini içermelidir.

10. Sonuçlar ve Gelecek Yönler

Anafilaksi tanı ve tedavi algoritması, anafilaksi vakalarının yönetiminde kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, her hasta farklı olabileceğinden, daha iyi sonuçlar elde etmek ve gelecekteki çalışmalar için yönlendirici olmak amacıyla multidisipliner yaklaşımın benimsenmesi gereklidir. Gelecekteki araştırmaların, anafilaksiye yol açan mekanizmaların daha iyi anlaşılması ve etkili tedavi seçeneklerinin geliştirilmesi üzerine odaklanması gerekmektedir. Ayrıca, toplumda farkındalık ve eğitim seviyesinin artırılması, anafilaksi şüphesi olan vakaların erken tanınmasında ve etkili müdahalelerin yapılmasında hayati önem taşımaktadır.

11. Referanslar

Bu bölümde, anafilaksiyle ilgili teşhis ve tedavi algoritmasının oluşturulmasında kullanılan referans kaynaklarına yer verilmiştir. Bu kaynaklar arasında, anafilaksi tanısı konulmasında ve tedavi edilmesinde kullanılan uluslararası kılavuzlar, güncel araştırmalar ve klinik deneyimlerin sonuçları bulunmaktadır. Ayrıca, anafilaksiye neden olan ajanlar, klinik belirtiler, tanı kriterleri, acil durum yönetimi, farmakoterapi prensipleri ve anafilaksi profilaksisi konularında referans alınan güvenilir kaynaklar bu bölümde listelenmiştir. Referanslar, okuyucuların daha fazla bilgi edinmelerine ve anafilaksi konusunda güncel gelişmeleri takip etmelerine yardımcı olacaktır.






  • Anafilaksi, ani başlayan ve ölüme yol açabilen ciddi sistemik bir hipersensitivite reaksiyonudur. 
  • Anafilaksi klinik bir acildir. 
  • Anafilaksi insidansı özellikle yaşamın ilk iki dekadında artmaktadır. Yaygın olan tetikleyiciler besinler, ilaçlar ve böcek sokmalarıdır. Tanısı primer olarak klinik kriterlere dayanır. Bazı hastalarda anafilaksi tanısı kan testleri (artmış histamin ve total triptaz düzeyi gibi) ile doğrulanabilir. Fakat bu testler anafilaksi için spesifik değildir. Adrenalin anafilaksi tedavisinde ilk seçenek ilaçtır.


ANAFİLAKSİ TANI KRİTERLERİ iyi bilinmeli aşağıdaki 3 kriterden herhangi biri varsa anafilaksi tanısı konur;


1. Deri, mukoza veya her ikisini birden ilgilendiren ürtiker, kaşınma, dudak, dil ve uvula şişmesi gibi semptomların akut (dk.’dan birkaç saate kadar) başlaması ve aşağıdakilerden en az bir tanesi
a. Solunum sorunu (dispne, vizing-bronkospazm, stridor, PEF (peak expiratory flow) azalması, hipoksemi)
b. Kan basıncı düşmesi veya son organ disfonksiyonu ile ilişkili semptomlar (hipotoni [kollaps], senkop,inkontinans)


2. Hastanın olası bir allerjene maruz kalmasından hemen sonra aşağıdakilerden en az ikisinin oluşması:
a. Deri, mukoza veya her ikisini birden ilgilendiren ürtiker, kaşınma, dudak, dil ve uvula şişmesi gibi semptomların aniden başlaması
b. Solunum sıkıntısı (dispne, vizing bronkospazm, stridor, PEF (peak expiratuar flow) azalması, hipoksemi)
c. Kan basıncı düşmesi veya son organ disfonksiyonu ile ilişkili semptomlar (hipotoni [kollaps], senkop, inkontinans)
d. Gastrointestinal semptomlar (kramp şeklinde karın ağrısı, kusma)


3. Hasta için bilinen bir allerjene maruz kalınmasından hemen sonra kan basıncı düşmesi
a. İnfant-çocuklar: Düşük sistolik basınç veya sistolik basınçta %30’dan fazla düşme
b. Yetişkinler: 90 mmHg’dan düşük sistolik kan basıncı veya o kişinin normalinden % 30 veya daha fazla düşme

Anaflaksi İçin Ne Yapılmalıdır?

  1. Hasta hemen uzandırılır, ayakları havaya kaldırılır. 
  2. Hayat kurtarıcı ilaç adrenalindir. Hemen yapılmalıdır. 
  3. Allerjiyi azaltmak için antihistaminik de hemen yapılır. 
  4. Ve geç reaksiyonların oluşmasını engellemek için de steroid yapılır.

 Erişkin:

  1. 1 amp adrenalin (SC) à 0,5 mg
  2. 1 amp avil (IM)
  3. 1 am dekort (IV)
  4. 1000 cc SF à 1 saatte gidecek, TA>100 mmHg olmalı (sistolik) 
  5. Oksijen
  6. düzeldikten sonra 5 gün daha oral avil kullanacak à avil tb 1x1 (5 gün)

 Çocuk:

  1. ½ amp adrenalin (SC) à 0,25 mg 
  2. ½ amp avil (IM) à 0,25 mg/kg 
  3. ½ amp dekort (IV) à 5 mg/kg
  4. 500 cc SF à 1 saatte gidecek, TA> 50 mmHg olmalı (sistolik)
  5. Oksijen
  6. düzeldikten sonra 5 gün daha oral avil kullanacak à avil şurup 1 mg/kg (tok) (5 gün)

  

  • Adrenalin dozu hasta düzelmezse 15 dk’da bir tekrarlanabilir. Gerekli şartlarda CPR yapılmalıdır. 
  • Eğer sadece çok hafif bulgular varsa yani hastada allerji belirtilerinden kaşıntı vb varsa adrenaline hemen gerek yoktur, sadece avil dekort yapılır. hasta gözlenir, belirtiler ilerler ve hastanın genel durumu biraz daha kötüleşirse adrenalin yapılır.

 (Not: Her türlü yiyeceğe ve ilaca karşı anafilaksi gelişebilir. En ufak bir ağrı kesiciye, kas gevşeticiye, hatta anafilaksiyi engellemek için yapılan ilaçlara karşı da gelişebilir. Bu nedenle en azından tüm enjeksiyonlar gözümüzün önünde yapılmalı ve hastalar acil servisten en az yarım saat önce gönderilmelidir. Bu sırada da boğazında kaşıntı, vücudunda kaşıntı ve kabarmalar, dudaklarda şişlik, nefes almada güçlük olursa hemen anafilaksi tedavisine başlanmalıdır. )


Tags:

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Ok, Go it!) #days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Learn more
Ok, Go it!